Dönüşümü teknolojinin kendisi için değil, vadettiği faydalar için tepeden tırnağa planlı bir şekilde gerçekleştiren şirketler, yalnızca işlerini daha verimli ve etkili yürütmekle kalmıyor, aynı zamanda daha düşük maliyetlerle çalışıyor ve dinamik ölçeklenebilirliğin avantajlarını kendi lehine kullanıyor.

Bulut bilişim ürün ve çözümleri son yıllarda öyle bir gelişim gösterdi ki, rekabetin zirvesinde geleneksel iş yazılımlarına karşı ağırlığı artmaya başladı. Hizmet olarak yazılım (SaaS) iş dünyasının yeni normu haline gelmeye doğru hızlı ilerliyor. Üstelik şirketlerin iş yazılımları için sunucular barındırmasını, bu sunucuları yönetmesini, yazılımları yüklemesini ve konfigüre etmesini gerektirmediği için ciddi bir maliyet avantajını da beraberinde getiriyor.

Uzaktaki bulut ağlarında barındırılan, web ya da API’lar aracılığıyla erişilen son teknoloji bulut tabanlı yazılımlar, sundukları işlev ve avantajlarla işin her alanını dönüştürürken, şirketler onları barındıran sunucuları ayakta, yazılımları ise güncel tutmak, güvenlik açıklarını gidermek için çabalamak yerine, tüm bu görevleri işin uzmanına bırakıyor ve kendileri onlar için asıl önemli olan şeye, yani işlerine odaklanıyor. Elde edilen maliyet ve kaynak kazancı, kurumların kolayca ölçeklenmesinin de önünü açıyor.

Buluta geçiş hızlanıyor

Bulut bilişim servisleri, sahip oldukları geniş hizmet yelpazesi ve esnek fiyatlandırma modelleri gibi avantajlar nedeniyle iş dünyasında giderek daha geniş çapta benimseniyor. Gartner tarafından yapılan bir araştırmaya göre buluta yapılan kurumsal harcamaların geçtiğimiz yıl %18 arttığı görülüyor. Aynı zamanda 2024 yılına kadar toplam kurumsal BT harcamalarının yaklaşık %14,2’sini bulut servislerinin oluşturması bekleniyor. 

Şirket içi yerleşik çözümlerden bulut servislerine geçiş yapmakta tereddüt yaşayan işletmeler, maliyetleri azaltma, iş gücünü verimli kullanma ve iş süreçlerini hızlandırma gibi önemli fırsatları kaçırmaları nedeniyle rekabette geriye düşme riski ile karşı karşıya kalıyor.

Bulut çözümleri nasıl çalışır?

Bulut çözümleri, uzaktaki bir sunucuya bir tarayıcı aracılığıyla erişen kullanıcılar için isteğe bağlı olarak belirli bir bilgi işlem gücünün ve depolama alanının tahsis edilmesi prensibine dayanır. Sunucunun yönetimi, bakımı ve 7/24 çalışır durumda olmasının sorumluluğu bulut hizmetini veren satıcıya aittir. 

Bulut çözümleri genellikle SaaS (Software as a Service – Hizmet Olarak Yazılım) modelinde çalışır. Bulut sağlayıcısı, bulutta çalışan yazılımın geliştirilmesini ve güncellenmesini üstlenir. Servisi kullanan müşterilere sunulan “kullandıkça öde” gibi olanaklar sayesinde maliyetler önemli ölçüde düşer.

Yükselen bir başka trend olan PaaS (Platform as a Service – Hizmet Olarak Platform) modelinde ise müşteriler istedikleri işletim sistemine karar vererek kendi yazılımını bulutta kurabilir ve geliştirebilir.

On-premise çözümler nasıl çalışır?

Kısaca On-prem olarak da ifade edilen şirket içi yerleşik çözümlerde işletmeler sunucularını fiziksel olarak şirket içinde barındırır ve kullanacakları yazılımların da lisanslarını satın alır. Bu modelde sunucu bakımları ve kullanılan yazılımların yönetimi tamamen şirket içi BT ekibinin sorumluluğundadır. 

2000’li yılların ortasından itibaren başlayan On-prem çözümlerden buluta geçiş süreci günümüzde de hızla devam etmektedir.

Bulut çözümlerinin On-premise modeline göre avantajları nelerdir?

Şirketler iş süreçlerini buluta taşıyarak On-premise çalışmaya göre önemli avantajlar elde edebilir. Bu avantajların en önemlilerini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;

Kurulum Kolaylığı

Bulut çözümlerinde karmaşık bir kurulum süreci yoktur ve ek bir donanım satın almayı gerektirmez. Kayıt işlemi sonrası ödemenizi yaptığınız anda servisi kullanmaya başlayabilirsiniz. Bu sayede kendi donanımlarını satın alma ve gerekli teknik personeli işe alma kapasitesi olmayan küçük işletmeler de ihtiyaç duydukları servise kolayca erişebilir.

Yönetim Kolaylığı

Çoğu bulut sağlayıcısı, lisans süresi boyunca sınırsız güncelleme hizmeti sunar. Bu sayede yazılım yükseltme işlemini ya da güvenlik yaması dağıtımını şirket içinde yönetmek gibi zorluklar yaşanmaz. Bu sayede gecikmeli güncellemelerden kaynaklanan güvenlik riskleri önemli ölçüde azaltılmış olur.

Her Zaman, Her Yerden Erişim

İnternet bağlantısı olan her yerden 7/24 bulut sunucularındaki yazılımlara erişmek mümkündür. Bu sayede çalışanlar zamandan ve mekândan bağımsız olarak işleri yapabilir.

Gereksiz Yatırımlardan Kaçınma

Bulut çözümleri kullanan işletmelerin sunuculara, ağ ekipmanlarına ve BT altyapısını yönetmekten sorumlu geniş bir teknik ekibe bütçe ayırması gerekmez. Yalnızca bulut servisinden alınan hizmetin karşılığı ödendiği için maliyetler önemli ölçüde düşer. Kullanılan bulut servisi değiştirilmek istendiğinde kolayca yeni bir servise geçilebilir ve taşınma işlemleri için ek maliyetler oluşmaz.

Yüksek Düzeyde Ölçeklenebilme

Hızla büyüyen şirketlerde şirket içi çözümleri sürekli iyileştirmeye çalışmak çok zorlayıcı bir süreç olabilir. Çok sayıda yeni donanım ve yazılım lisansı satın alma ve bunları kurma işlemleri hem giderleri artırır hem de insan gücünün verimsiz kullanılmasına yol açar. Bulut çözümlerinde ölçeklendirme yapmak için ise lisansınızı bir üst seviyeye yükseltmeniz yeterlidir. Karşılamanız gereken tek masraf yeni çalışanlarınız için alacağınız bilgisayarlar olacaktır.

On-premise daha mı güvenli?

Kamu, finans ve sağlık sektörlerindeki kuruluşların buluta geçmek konusunda isteksiz olmasının önde gelen nedenlerinden biri güvenlik endişeleridir. 

Hassas verileri bulutta saklamak yerine fiziksel olarak şirket içindeki sunucularda depolamak kulağa daha güvenliymiş gibi gelse de bu sunucuların en güncel güvenlik önlemleri ile korunmasını sağlamak ve fiziksel olarak güvenli bir ortamda tutmak kolay değildir.

Bu iş için ayrılmış yeterli bütçe ve insan kaynağı olmaması durumda On-premise çözümler, bulut çözümlerinden daha güvenli olmayabilir. Bununla birlikte bazı kritik sektörlerde ve bazı kamu kuruluşlarında yasal regülasyonlar gereği On-premise modeli kullanmak zorunludur.

Bulut çözümlerin geleceğinde bizi neler bekliyor?

Bulut bilişim, teknoloji dünyasında büyük bir paradigma haline geldi. Şirketlerin iş stratejilerinin merkezinde yer almaya başlayan bulut çözümlerinin geleceğinde yer alacak trendleri şu şekilde sıralayabiliriz;

Kuantum Bilişim

Kuantum bilgisayarların iş dünyasını benzeri görülmemiş şekilde değiştirmesi bekleniyor. IBM, Google, Microsoft ve Amazon gibi dev teknoloji şirketleri yeni nesil ürünler geliştirmek için kuantum bilişimi desteklemeye devam ediyor.

Klasik bilgisayarlardan farklı olarak verileri kubitlerle işleyen ve depolayan kuantum bilgisayarlar, günümüzün süper bilgisayarlarından çok daha hızlı çalışıyor. Bulut servislerinde kuantum bilgisayarlar kullanılması bugüne kadar alışık olduğumuz hizmetleri bambaşka noktalara ulaştırma potansiyeli taşıyor.

Sınır Bilişim

5G teknolojisi ve IoT’yi temel alan gecikmeye duyarlı uygulamalar yaygınlaştıkça bulut çözümlerinin de uzaktaki veri merkezlerinden çıkarak son kullanıcıya daha olan yakın uç noktalara doğru yakınlaşması gerekiyor. 

Sınır bilişim, sistemlerin giderek daha fazla dağıtılmasına, veri depolamanın ve işlemenin kullanıcılara daha yakın noktalarda gerçekleşmesine olanak tanıyor. Bu yaklaşım gecikmeleri azaltıyor, bant genişliği maliyetlerini düşürüyor ve bağlantı performansını iyileştiriyor.

Güvenli Erişim

Uzaktan çalışma ve hibrit çalışma modelleri yaygınlaştıkça kurumsal ağ dışından verileri erişim konusunda güvenlik ve risk yönetimi stratejileri yeniden şekilleniyor. 

SASE (Secure Access Service Edge – Güvenli Ağ Erişim Hizmeti) kullanan şirketler, güvenlik ağ geçitleri, güvenlik duvarları ve sıfır güven ağı gibi bulut tabanlı ağ güvenliği hizmetlerinden yararlanabiliyor. SASE, işletmelere bulut aracılığıyla yeni hizmetleri hızlı ve güvenli bir şekilde hayata geçirmelerine olanak tanıyan sağlam bir mimari sunuyor.

Yeşil Bulut

Bulut bilişim için gereken kapsamlı altyapı, enerji ve soğutma, bir işletmenin çevresel etkisini önemli ölçüde artırır. Ortalama bir veri merkezi, tipik bir ticari ofis binasına göre kat başına 10 ila 50 kat daha fazla enerji tüketir. Yapılacak küçük değişiklikler bile uzun vadede önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlayabilir. Ayrıca eskiyen donanımlardan kaynaklanan elektronik atıklar da önemli bir sorundur. İklim değişikliğiyle mücadele konusunda sorumlu davranan işletmeler, şirket içi çözümler ve bulut çözümleri arasında karar verirken bu faktörleri de hesaba katmaya başlamıştır.

Akıllı Dönüşüm, Akıllı Dijitalleşme yaklaşımı ve deneyimli ekipleri ile Netaş, şirketlerin bulut dönüşüm için ihtiyaçlarını belirliyor, uygun planlama yaparak söz konusu çözümleri en etkin şekilde uygulamaya alıyor. Bu sayede Netaş ve Cisco iş ortaklığı ile şirketlere, bulut teknolojileri ile yeteneklerini en üst seviyeye çıkarırken maliyetlerini azaltmaya, verilerini güvenceye alırken gelirlerini artırmalarına destek olunuyor.

Webex Contact Center ile sorunları self-servis olarak çözen müşteri oranı %87’ye çıkıyor

ABD’nin 12 eyaletinde 5500 çalışana ve 1,1 milyon müşteriye sahip olan First Horizon Bank, müşteri hizmetleri merkezi için kullanmakta olduğu on-prem çözümden bulut tabanlı bir çözüme geçiş yaparak hizmet kalitesini ve müşteri deneyimini iyileştirmeyi başardı.

On-prem olarak Cisco Call Manager’ı kullanan şirket, mevcut seçenekleri değerlendirdikten sonra Webex Contact Center’a geçmeye karar verdi. Şirketin Ses Hizmetlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jason O’Dell, IberiaBank satın alımı sonrası ekibe yeni katılan 1500 çalışanı yaklaşık 10 dakika içinde sistemlerine dahil ettiklerini ve bu kişilerin 15 dakikalık bir eğitim videosu sonrasında hemen müşterilere hizmet verebilir hale geldiğini söyledi.

Webex’in bir diğer güçlü özelliği ise yeni işlevleri aşamalı olarak uygulamaya olanak tanıyor olması. Böylece özellikle yeni entegrasyonlar için, “her şeyi” tek seferde yapma zorunluluğu ortadan kalkıyor ve müşteri deneyiminden ödün vermeden farklı özellikler ve işlevler kolayca eklenebiliyor.

Webex Contact Center’a geçiş sonrası sorunlarını self-servis olarak çözen müşteri oranı da %87’ye kadar ulaşmış durumda. Bu sayede müşteri temsilcileri, diğer müşterilerin telefonla veya self-servis yoluyla halledemediği zor sorunlar üzerinde çalışmak için daha fazla zamana sahip oluyor ve bankacılık deneyimlerini iyileştiriyor.

Benzer İçerikler

Tüm Hakları Saklıdır – © Netaş Telekomünikasyon A.Ş. 2020